ateş

Karanlık Ateş || Karen Marie Moning (Ateş #1) Kitap Yorumu

05:05



Kitabın Adı: Karanlık Ateş
Özgün Adı: Darkfever
Çeviren: Aylin Kalay
Sayfa Sayısı: 344
Goodreads Puanı: 4,15
Benim Puanım: 3/5


Arka Kapak
Karanlıktan korkar mısınız?
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir ve yeri geldiğinde insanlar gördüklerine de inanmamalıdır...

Güzel, akıllı ve normal biri olmak, görünürdekinin gerçeğini ortaya çıkarmaya yeter mi bilinmez ama MacKayla bu özelliklere sahip bir kadın olarak "gerçekler" için çaba sarf edecektir. Tek amacı, diğer tüm normal insanlar gibi mutlu ve sade bir hayatı varken kardeşinin öldürülmesi ile mantıklı bir açıklama getiremediği tuhaflıklara son vermekti. Anne ve babasına olan sadakatini çiğneyerek kardeşinin katilinin peşine düşen Mac, İrlanda'ya gider. Çıktığı yolculuk, onu hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı, iyi ile kötünün aynı derecede tehlike yarattığı karanlık bir dünyaya sürükler. Kısa süre içerisinde ise daha da büyük bir meydan okumayla karşı karşıya kalır: Sahip olduğundan haberdar bile olmadığı gücünü insanlık âleminin ötesindeki, tehlikeli Fae âlemini görebilme yeteneği kullanmayı öğrenir ve istenilenden çok daha uzun bir süre hayatta kalmayı başarır.

Her hareketi, geçmişi olmayan ve Mac'in hayal ettiği gelecekle alay eden bir erkek olan karanlık ve gizemli Jericho tarafından gölgelenir...



Benim Yorumum

Ablası öldürülen Mac, ablasının katilini bulmakta ve adalete teslim etmekte kararlı br şekilde, ablasının üniversite okuduğu İrlanda'ya gidiyor. Ablasının arkada bıraktığı birtakım ipucunun izini sürerken Barrons ile yolları kesişiyor ve Mac, katilin sıradan bir insan olmadığı gerçeğiyle yüzleşiyor.

Kitaptaki doğaüstü olaylara ilk başta adapte olmak çok zor, yazarın da farklı bir dili olunca iki şeye birden adapte olmak gerekiyor. Kitabın anı şeklinde anlatılmasını sevemedim. Mac olayı anlatırken bir an durup "Bunun aslında şöyle olduğunu daha sonra öğrenecektim." gibi bir ifade kullanabiliyordu.

Yazarın kurguladığı dünyayı aslında sevdim fakat oldukça yabancı olduğumuz şeylerdi, bu yüzden benimseyemedim. Hemen her şey için bir kelime türetmiş ve bu terimleri okumak kafa karıştırıcıdı. Yine de yazarın hayal gücünü sevdim, bize epey farklı bir şeyler sunuyordu.


Kitabın genelini ele alırsam çok dolu dolu bir kitap ne yazık ki değildi, kimi zaman fazlasıyla sıkıldım. Uzunca bir süre de "Bu Barrons denen adamı ne zaman sevmeye başlıyoruz?" sorusu döndü durdu kafamda. Dillerden düşmeyen Barrons'u ben de deli gibi sevmeyi bekledim. Ama kitabın en sonunda içimde Barrons'a karşı beni şaşkına çeviren bir sıcaklık oluştu.


Bu kitapta aradığımı bulamadım ama serinin geri kalanında seveceğimi düşünüyorum. Kitap genel hatlarıyla biraz zayıf olsa da yüksek bir potansiyeli var bence ve serinin git gide güzelleştiği yönündeki yorumları da dikkate alıyorum bu noktada. Basmakalıp fantastiklerden sıkıldıysanız bence bir göz atabilirsiniz.


Kitabı satın almak için: (Şu an için baskısı olmasa da...)



Benzeri Yazılar

0 yorum